Türkiye ekonomisinde, enflasyonun seyri ülkenin ekonomik istikrarı ve vatandaşların yaşam standartları üzerinde önemli bir rol oynamaktadır. 2023 yılı Ağustos ayında yıllık tüketici enflasyonu, sıkı para politikası ve baz etkisiyle birlikte yüzde 51,97’ye gerileyerek son bir yılın en düşük seviyesini gördü. Bu durum, hem ekonomik politikalardaki değişimlerin hem de mevcut koşulların bir sonucu olarak değerlendiriliyor. Bu yazıda, enflasyonun Ağustos ayındaki yavaşlama sürecini, bu sürece etki eden faktörleri, sektörel gelişmeleri ve geleceğe dair beklentileri detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.
Türkiye’de Enflasyonun Ağustos Ayı Performansı
Ağustos ayında açıklanan enflasyon rakamları, uzun bir süredir devam eden yükseliş trendinin tersine döndüğüne işaret etti. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Ağustos ayında aylık enflasyon yüzde 2,47 olarak gerçekleşti ve yıllık enflasyon yüzde 51,97 seviyesine geriledi. Temmuz ayında ise bu oranlar sırasıyla yüzde 3,23 ve yüzde 61,78 olarak kaydedilmişti.
Çekirdek Enflasyonda Gözlenen Gerileme
Çekirdek enflasyon, enerji, gıda ve alkollü içecekler gibi dalgalanmalara açık ürünler hariç tutularak hesaplanan bir enflasyon göstergesidir ve ekonominin genel enflasyon eğilimi hakkında daha net bilgi sağlar. Ağustos ayında çekirdek enflasyon da yüzde 60,23 seviyesinden yüzde 51,56’ya düştü. Bu, enflasyonun alt bileşenlerinde genel bir yavaşlama olduğunu ve sıkı para politikasının etkili olmaya başladığını gösteriyor.
Harcama Gruplarında Fiyat Artışları: Eğitim ve Konut Önde
Ağustos ayında, okulların açılmasına kısa bir süre kala eğitim harcamalarında dikkat çekici bir artış yaşandı. Eğitim sektörü, aylık yüzde 11,34’lük artışla en yüksek fiyat artışının görüldüğü harcama grubu oldu. Eğitim harcamalarını, doğalgaz zammının etkisiyle konut harcamaları takip etti ve konut grubunda fiyatlar aylık yüzde 8,51 oranında arttı. Alkollü içecekler ve tütün grubundaki fiyat artışı ise yüzde 4,46 seviyesinde gerçekleşti.
Yıllık bazda en yüksek artış da yine eğitim grubunda yaşandı ve bu sektörde fiyatlar yıllık yüzde 120,81 arttı. Eğitimi yüzde 101,49 ile konut ve yüzde 67,70 ile lokanta ve oteller izledi. Bu veriler, özellikle hanehalkı bütçeleri üzerinde en çok baskı yaratan kalemlerin eğitim ve konut olduğunu ortaya koyuyor.
Ağustos Ayı Harcama Grupları İtibarıyla Fiyat Değişimleri
Ağustos ayında endekste yer alan 143 temel başlıktan 22’sinin endeksinde düşüş gözlenirken, 3 temel başlıkta değişim olmadı ve 118 temel başlığın endeksinde ise artış yaşandı. Bu dağılım, enflasyonun her sektörde homojen bir şekilde seyretmediğini ve bazı gruplarda fiyat baskısının daha yoğun olduğunu gösteriyor.
Üretici Fiyat Endeksinde (ÜFE) Gerileme Devam Ediyor
TÜİK’in açıkladığı veriler, üretici fiyat endeksinde de düşüş eğiliminin sürdüğünü ortaya koydu. Ağustos ayında yıllık üretici fiyatları artışı yüzde 35,75 olarak kaydedildi. Bu, üretici enflasyonunun son 40 ayın en düşük seviyesine ulaştığını gösteriyor. Aylık bazda ise üretici fiyatları yüzde 1,68 oranında arttı.
ÜFE ve Tüketici Enflasyonu Arasındaki Fark
Ağustos ayında üretici enflasyonu ile tüketici enflasyonu arasındaki fark dikkat çekmeye devam etti. Üretici enflasyonu, 14. aydır üst üste tüketici enflasyonunun altında kaldı. Bu durum, üreticilerin maliyet artışlarını henüz tam anlamıyla tüketici fiyatlarına yansıtmadığını ya da piyasa koşullarının bunu engellediğini gösteriyor. Bu fark, önümüzdeki aylarda üretici maliyetlerinin tüketici fiyatlarına yansımasıyla kapanabilir.
Ekonomik Beklentiler ve Merkez Bankası Açıklamaları
Enflasyon rakamları, piyasaların beklentileriyle büyük ölçüde uyumlu seyretti. Bloomberg HT’nin yaptığı ankete katılan kurumlar, Ağustos ayında aylık enflasyonun yüzde 2,6 ve yıllık enflasyonun yüzde 52,1 seviyesinde olmasını öngörüyordu. Açıklanan veriler, beklentilerin biraz altında kaldı ve bu durum piyasalarda kısmi bir rahatlamaya yol açtı.
Temmuz ayında, yönetilen ve yönlendirilen ürünlere yapılan zamların etkisiyle enflasyon hızlanmış, ancak ekonomi yönetimi bu artışın geçici olduğuna vurgu yapmıştı. Ağustos ayında ise doğalgaz fiyatlarındaki artışın enflasyon üzerindeki etkisi sınırlı kaldı.
Geçtiğimiz hafta yapılan Para Politikası Kurulu toplantısının özetlerinde, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Ağustos ayında aylık enflasyonun gıda fiyatlarındaki düşüşün de katkısıyla bir önceki aya kıyasla yavaşlayacağını belirtmişti. TCMB, sıkı para politikasının etkisini gösterdiğini ve bu eğilimin devam edeceğini öngörüyor.
Ekonomistlerin Görüşleri: “Enflasyonda Bir Dönem Kapandı”
Galatasaray Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ata Özkaya, Ağustos ayı enflasyon rakamlarını değerlendirirken, “Bugünkü veri, Ağustos ayı ile bir dönemin kapandığını gösteriyor. Baz etkisiyle enflasyonun yıllık olarak yüzde 50’lere çekileceği zaten planlanmıştı. Bundan sonra Eylül-Aralık ayı birinci etap olarak önümüzde, ikinci etap Ocak ayı ve sonrası… Özellikle hizmet enflasyonunda katılığın devam ettiğini görüyoruz” dedi.
Özkaya’nın yorumları, önümüzdeki dönemde enflasyonun seyrinin daha zorlu olabileceğine işaret ediyor. Özellikle konut sektöründeki fiyat artışlarının devam edebileceği ve bu durumun enflasyon üzerindeki baskıyı artırabileceği öngörülüyor.
Öncü Göstergeler Ne Diyor?
Enflasyon açısından önemli öncü göstergelerden biri olan İstanbul Ticaret Odası (İTO) ve Türk-İş’in verileri, enflasyon ivmesinde yavaşlamaya işaret etti. İTO verilerine göre, perakende fiyat hareketlerinin göstergesi olan İstanbul Ücretliler Geçinme İndeksi Ağustos ayında bir önceki aya göre yüzde 1,73 arttı. Yıllık bazda ise artış yüzde 61,57 seviyesinde oldu.
Türk-İş’in Ağustos ayına ilişkin açlık ve yoksulluk araştırmasında, yıllık gıda enflasyonu yüzde 57,99 ile Aralık 2021’den bu yana en düşük seviyesine geriledi. Bu veriler, hanehalklarının temel gıda maddeleri üzerindeki fiyat baskısının bir miktar hafiflediğini gösteriyor.
Enflasyonun Geleceği: Beklentiler ve Riskler
Önümüzdeki dönemde, enflasyonun seyrini belirleyecek en önemli faktörlerden biri, sıkı para politikalarının ne ölçüde sürdürülebileceği ve ekonomik aktivitenin bu politikalara nasıl tepki vereceği olacak. Merkez Bankası’nın faiz artırımlarının devamı, enflasyonu kontrol altında tutma açısından kritik bir öneme sahip. Ancak, iç ve dış talepteki değişimler, döviz kuru hareketleri ve enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar, enflasyon dinamikleri üzerinde belirleyici olacak.
Ayrıca, hükümetin enflasyonla mücadelede atacağı adımlar ve olası teşvik paketleri de yakından takip edilecek. Kısa vadede, döviz kurlarının ve enerji fiyatlarının kontrol altına alınması, enflasyonun düşüş eğiliminin kalıcı hale gelmesine katkı sağlayabilir.
Sonuç: Enflasyonla Mücadelede Uzun Bir Yol Var
Ağustos ayı verileri, enflasyonun kontrol altına alınması yolunda önemli bir adım olarak değerlendirilebilir. Ancak, önümüzdeki dönemde gerek küresel ekonomik koşulların gerekse iç dinamiklerin yarattığı riskler göz önünde bulundurulduğunda, enflasyonla mücadelenin henüz tamamlanmadığı görülmektedir. Türkiye ekonomisi, sıkı para politikaları ve yapısal reformlarla enflasyonu sürdürülebilir seviyelere indirme hedefine odaklanmalıdır.
Bu süreçte, sektör bazlı incelemeler, maliyet yönetimi ve tüketici davranışlarının yakından izlenmesi, politika yapıcılar için kritik bir öneme sahiptir. Özellikle konut, gıda ve eğitim gibi yüksek enflasyon baskısının hissedildiği alanlarda yapılacak düzenlemeler, hem enflasyonun genel seyrini hem de toplum üzerindeki etkisini azaltmada etkili olacaktır. Enflasyonla mücadelede sabır ve kararlılık gereklidir; bu nedenle, alınacak önlemler ve uygulamaların uzun vadeli perspektifle ele alınması büyük önem taşımaktadır.