### İntikam ve Acı Tatlı Bir Hesaplaşma: Sweetpea, 2024’te İlk Sezonuyla Karşımızda
![Sweetpea – Sezon 1 2024](https://api.time.com/wp-content/uploads/2024/10/swp1-101-sm-031023-smc06283.-a-f.jpg)
Genç sadist, zulmetmekten keyif alan zorbayı düşünün. Fiziksel ve duygusal acı çektirmeyi hobiden sayan bu zorbalar genellikle gaslighting ile cezasız kalmayı başarırlar. Yetişkinler genç kurbanlara zorbaların şanlı günlerini de yaşamadıklarını, sadece mahvolmaya mahkum olduklarını söyleyerek teselli ederler. Ancak bir kadın büyüdüğünde ne yapmalı? Bir zamanlar gençlik döneminde dışlanmış olduğu boğucu kasabada kaldığında, ruhunu ezen bir işte çalıştığında, ailesinin etrafında parçalanırken gözleri önünde ayrılık yaşandığında, zorbanın hala varlığını sürdürüp her şeyi daha da kötüleştirdiği bir durumla karşı karşıya kalırsa ne yapmalı?
Rhiannon Lewis, karanlık, sinsi ve komik bir İngiliz gerilim dizisinin alçakgönüllü anti kahramanı olan Sweetpea’nın karşı karşıya olduğu ikilemi yaşıyor. Ella Purnell’in sinirli yoğunluğuyla canlandırılan Rhiannon, Jump Street’den çıkma başarılı oyuncu (<em>Yellowjackets</em> ve <em>Fallout</em>) Rhiannon, yerel bir gazetede resepsiyonist olarak çalışmaktadır. Editör (Jeremy Swift’den <em>Ted Lasso</em>), ofise girdiğinde üstüne ceketini atacak kadar görünmezdir. Junior muhabir pozisyonuyla ilgilenmesi biraz komik karşılanır. Kişisel hayatı daha büyük bir felaket gibidir. Arkadaşsız ve romantik bakımdan umutsuzdur, hastalanan babasının hastanede ölmesini acımasızca izler. Ardından, yurt dışından gelen kardeşi Seren (Alexandra Dowling), aileyi biraz daha varlıksız hale getirme planıyla cenazeye gelir. Sevgisiz ve romantik olmayan kişiden ziyade, ölümcül baş belasının, lisenin zorbalarından biri olan Julia (<em>Mood</em>’dan NicôLe Lecky) seçtiği emlakçı olması ayrı bir felaket olur.
Sweetpea bölümleri, Purnell tarafından seslendirilen Rhiannon’ın kimleri ve neden öldürmek istediğini listeleyen bir açılışla başlar. Julia’nın suçu mu? “Zorbaların okulda doruk yapmaması gerekti.” Rhiannon’un saçlarını o kadar rahatsız eden, kendi saçlarını yolması ve bir peruk alması gereken durumu yaratan kız, Rhiannon’un okul dansında kafasından çıkardığı perukla şakalaşan Julia’dır. Rhiannon, öfke patlamasının ardından ilk cinayetini işlediğinde, olay anında manşet haber olur; aniden kızımız hem izlerini kapatmaya hem de suç hakkında haber yaparak terfiye layık olduğunu kanıtlamaya çalışır.
Julia evi satmak konusunda gittikçe daha yaklaşırken, zorba ve kurban arasındaki güç dengesi değişir. Rhiannon, kendisini bir kahramana dönüştürdüğünü, hassas eşitlerini taciz eden, alay eden ve hassas akranlarını alt ettiğini düşünür. Ancak Julia’nın farklı bir bakış açısı vardır. “Sen bir kurban değilsin” diye alay eder, “Hayatındaki boktan durumları her zaman başkalarına yükleyen bir loşansın.” Rhiannon’un utangaç döneminden sıyrılmasını başaramaması gerçekten Julia’nın hatası mı? Ve Rhiannon, sadece bazı billboardlar ve birkaç gergin yüz yüze karşılaşmaya dayanarak Julia’nın şimdiki hayatı hakkında ne kadar şey biliyor? Kurban ve zorbayı özdeşleşemeyen roller olarak görmeye başlarlar. Saldırganlık döngüseldir. “Yaralı insanlar, yaralı insanlara zarar verir” klişesinde bir gerçeklik vardır.
Bu fikirler kağıt üzerinde didaktik gelebilir, ancak ekranda böyle bir havada gelmezler. Düşünceli yapısına rağmen Sweetpea, biraz çatallaşmış bir intikam gerilimi gibi elektriklenme hissini taşır. En azından birinci sezon boyunca devam eden cinayet serileri eşliğinde keyif alırken rahatsızlık tohumlarını ekmeyi başarır.
Lecky’nin birlikte daha fazla ekran süresine sahip olduğu birkaç bölüm sonrasında gösteri kendi başına gelir. Rhiannon ve Rhiannon’un dışlanmış bakış açısını paylaşan bir karakterin (Leah Harvey’in Marina) cinayetleri araştırmaya başladığı zirve finale yönelen sezon, son zamanlarda gördüğüm en iyi cliffhanger finallerinden birine ulaşır.
Kaynak : Time Gazetesi
İlginizi çekebilecek konular