Far Cry 3 sonrası büyük bir sükte yakalayan Far Cry serisi, oyunun içeriği ve karakterleriyle bayağı sevilip oynanmıştı. Formülü tutturduğunu düşünen Ubisoft, gelecek oyunlarında da aynı formülü uygulamaya devam etmişti. Deli karakter ve yaşadığımız ortamda avlanmak zorunda olduğumuz, kötü adamların tuttuğu bölgeleri ele geçirdiğimiz, haritaya hâkim olmak için kulelere tırmandığımız açık dünya anlayışı Far Cry’ı hem sevdiren hem de yok eden anlayıştı. Far Cry New Dawn ile kesin olarak bu anlayışın yok olduğundan artık eminiz.
Far Cry 5’in sonunda yaşanan nükleer savaşın ardından geçen bu oyun, çoğu insan tarafından sevilmedi. Sevilmemesinin sebebi ise bir eklenti paketi olarak geliştirilmiş gibi durması. Far Cry 5’ten aşağı yukarı 10 ay sonra çıkan bir oyun zaten ne kadar yeni olabilir ki diye düşündürüyor insanı. Ubisoft tekrardan Far Cry 3 formülü olayını gerçekleştiriyor. Bu sefer birkaç oyununu Far Cry 5 üzerinden yürütecek gibi. Bu da açıkçası bir Far Cry sever olarak beni bayağı bir korkutuyor.
İlk oynadığım oyunlardan olan Far Cry, gerçekten bende bayağı bir şey bırakmış bir oyun. Bir kere FPS anlayışını ve açık dünyamsı bir yapıyı ilk keşfettiğim oyundu. Hikayesinden hiçbir şey anlamasam da beni çok etkilemişti. Gerçi canavarlı kısıma kadar oynayıp sonrasında korktuğum için bırakıyor, sonrasında yeniden oyuna başlıyordum. Bu bile beni mutlu ediyordu.
Yıllar sonra Far Cry 2’yi es geçerek oynadığım Far Cry 3 ise direkt oynadığım gibi en sevdiğim oyunlar içine girdi. Hikayesi ve özellikle Vaas karakterinin yapısı beni oyuna bağladıkça bağlıyordu. Demek ki başkalarını da bu kadar fazla bağlamış ki Far Cry 4 tamamen oyunun kopyası olarak çıktı. Far Cry 5’ten de aynısını beklerken bunu yapmadılar. Joseph Seed adlı kötümüz fragmanda Vaas-vari gelmesine rağmen oyun içerisinde bayağı da farklı türde ve yine aynı korkutuculukta bir karakter olarak karşımıza çıktı. Bu beni çok mutlu etmişti fakat sonrasında gelecek oyunun da yine aynı karakteri içereceği, yine aynı oyunun devamı şeklinde ve konsept olarak küçücük şeyler dışında hiçbir gelişme olmayacağını anlamak da aynı zamanda üzmüştü.
Nükleer savaşın üzerinden 15 yıl geçti ve insanlar artık bıraktıkları dünyada değillerdi. Her şeyi yeniden kurmaya başlayan Hope County sakinlerinin başına üşüşecek iki kız kardeş, bütün o sakinliği tekrardan kaos ortamına çevirmeye ant içmiş gibi “Sen sorun çıkarıyorsun, öleceksin.” mantığında toplum toplum gezerek uygulamaya başlamıştır. Biz ise bu hikayeye Thomas Rush denilen adamın güvenlik şefi olduğumuz için giriyoruz.
Tren ile beraber topluluklara yardım sağlayan Thomas Rush ve onun topluluğu bu iki kız kardeş tarafından sorun yaratan ilan ediliyor ve baskına uğruyor. İkizler olarak geçen bu iki kız kardeş Thomas Rush’ı ele geçiriyor. Bizi de geçirecek iken Rush abimizin bizi uçurumdan suya itmesi sayesinde hayatta kalıyoruz. Suya denk gelmeyip ölme şansımız da var, sığ olma şansı da var ama yine de atıyor. Yani çok da önemli değil, orada kalsak ölürdük zaten diyenleri duyar gibiyim. O yüzden es geçiyorum bu konuyu.
Ardından da kendi topluluğu için yardım isteyen biri yanımıza geliyor ve bizi o sudan kurtarıp köyüne götürüyor. Amacımız Rush’ı kurtarmak ve köyü geliştirmesini sağlayıp ikizlere kafa tutmak. Aslında ilgimi çekmedi değil fakat bu ikizlerin yine deli olması beni aşırı baydı.Bu iki karakter çok da önemliymiş gibi iyice gözümüze sokulmaya çalışsa bile açıkçası oyun bunu başaramıyor. Maalesef ki oyunun başaramadığı tek şey de bu değil çünkü tamamen Far Cry 5 kopyası. Aynı hikaye, aynı ortam, aynı kişiler ile beraber geçirdiğimiz bu oyun o kadar kısıtlı ki kendimi bir DLC paketi oynar gibi hissettim. Tek ilgimi çeken karakter sanırım The Judge adlı karakter. Karakterin hikayesinden fazla bahsetmek istemiyorum ama gerçekten bir nükleer savaş yaşanmış hissini doğru düzgün bana veren tek karakter o oldu. Geri kalan herkes hiçbir şey yaşanmamış gibi rahat rahat takılabiliyor. O ise karşısındakinin güçlü olduğunu bildiği için emin adımlarla gizli gizli gitmeye çalışan bir karakter. Gerçi yapay zekanın saçmalığı da burada karakterden kopmamı sağlıyor.Oyunun yapay zekası aşırı kötü. Zaten görünmeme olayı yok gibi bir şey, bir de üstüne bir Outpost’u ele geçireceğiniz zaman sessizce ilerlerken oradakiler karşısına ayı çıkması üzerine direkt nedense alarm çalıyor, beni görüyor ve her yeri taramaya başlıyorlar. Bug olduğunu zannettim, değilmiş. Karşıma 4 defa çıkınca yapay zekanın kötülüğünden emin oldum.Oyunda beni mutlu eden bazı şeyler de var tabii ki. Eski açık dünya anlayışının kalkmış olması ve Die Antwoord’dan bolca şarkı olması! Nedense bu Sorun Çözücü’lere Die Antwoord dinlemelerini yakıştırdım. Güzel bir gruptur, öneririm kendilerini.Kısaca özetleyecek olursak oyun çok kötü. Oynamanıza hiçbir şekilde gerek yok. Hikayesini okursunuz, beşinci oyunun nasıl bitmesi gerektiğini öğrenirsin biter gider. Umarım geliştiriciler yeni oyunda umarım bir şeyler öğrenmiş olur. Gerçi benim gibi seriyi seviyorsanız kötü deseler bile oynuyorsunuz. Ben “Eh, yani…” diyerek kalktım oyunun başından fakat çoğu oyuncu için konuştuğumda kötüydü. Eğer denemek isterseniz fazla bir şey beklemeyin. Şimdiden iyi oyunlar dilerim!
Oyunun fragmanına buradan ulaşabilirsiniz!
Daha Fazla Bilgi İçin: Benzer Konulardaki Diğer Yazılar
