ABD hükümetinin, İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırılarına yaptığı silah yardımlarının, uluslararası hukuk ve Amerikan halkının beklentilerine aykırı olduğu belirtiliyor. Son 12 ay boyunca İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarıyla, başta uzmanlar olmak üzere pek çok kesim tarafından soykırım olarak değerlendirilen bir askeri kampanya yürüttüğü ve bu saldırıların tarihteki en ölümcül ve yıkıcılar arasında olduğu ifade ediliyor.
ABD, İsrail’e en az 17,9 milyar dolarlık silah yardımı yaptı ve bu miktarın her geçen gün arttığı belirtiliyor. Biden yönetimi, Ağustos ayında İsrail’e 20 milyar dolarlık daha silah satışını onayladı.
Filistin’deki çatışmalarda en az 42.000 Filistinlinin öldüğü, bunlardan 16.500’ünün çocuk olduğu ve 96.000’den fazla kişinin yaralandığı biliniyor. Bu olaylar sonucunda neredeyse 2 milyon kişi de evsiz kaldı.
Öte yandan, işgal altındaki Batı Şeria’da İsrail’in askeri birlikleri ve yerleşimcilerinin gerçekleştirdiği şiddet dalgası hakkında da bilgiler var. En az 722 Filistinlinin İsrail askerleri ve yerleşimcileri tarafından öldürüldüğü ve 1.600’den fazla kişinin de evlerinden zorla çıkarıldığı açıklanıyor.
Tüm bu yaşananlar karşısında ABD’nin, İsrail’in saldırgan politikalarına karşı net bir tavır alması bekleniyor. Ancak şu ana kadar Başkan Biden’in, Netanyahu’yu dizginlemek için herhangi bir adım atmadığı belirtiliyor.
İsrail’in savaş hazırlığını teşvik eden bir politika benimsemesi, ne Filistinlilere ne de Amerikan halkına fayda sağlıyor. Bu nedenle, Amerikan halkının, hükümet politikalarında değişiklik talep etmesi gerektiği vurgulanıyor.
Gazze’de ve Lübnan’da yaşanan acılara karşı duyarsız kalmamak ve daha adil bir dünya için mücadele etmek gerektiği ifade ediliyor. İnsanlık adına Filistinliler, Lübnanlılar ve bölgedeki diğer halkların haklarına saygı duyulması çağrısı yapılıyor. Bununla beraber İsrail’in Gazze’deki soykırımı ve işgal altındaki bölgelerdeki apartheid rejimine son verilmesi için küresel farkındalığın büyümesinin umut olabileceği dile getiriliyor.
Uzun yıllardır yaşadıkları korkuları sona erdirme ve kolektif kurtuluş yolunda ilerleme sağlama umudunun, dünya genelindeki bilincin artmasıyla gerçekleşebileceği belirtiliyor. Adaletin sağlanması için her bireye büyük sorumluluklar düştüğü ve insan haklarına saygı temelinde bir dünya oluşturulması gerektiği vurgulanıyor.
Kaynak : Time Gazetesi
Yolculuğa Hazır Mısınız? İlgili Bağlantılara Göz Atın
