Hayatı
1897’de Nevşehir/Hacıbektaş’ta doğan Ali Baki Gül, Sıtkı Pervane Baba’nın (1863-1928) oğludur. Küçük yaşta annesini kaybeden Ali, babasının da hocalık ettiği Hacı Bektaş Tekkesi’nde öğrenim görmüştür. I. Dünya Savaşı’nın bitimine yakın evlenen Ali, tekke ve zaviyelerin kapatıldığı 1925’te babasıyla Hacıbektaş’tan ayrılarak Merzifon’un Harız (Gümüştepe) köyüne yerleşmiştir. Babasının vefatından sonra Harız köyünün imamı olmuştur. Uzun yıllar bu köyde imamlık eden Ali Bâki, Mart 1955’te hastalanmış, Adana Askerî Hastanesi’nde sağlık astsubayı olan oğlu Muhsin Gül’ün yanına giderek tedavi olmuştur. Yeniden Harız’a dönen Ali Bâki, 24 Aralık 1956’da vefat etmiştir.
Ali Baki Gül Edebi Kişiliği
- 20. yüzyıl halk şairlerinden olan sanatçı, şiirlerinde genellikle sade ve içten bir Türkçe kullanmıştır. Ancak zaman zaman Arapça, Farsça sözcüklere de yer vermiştir.
- Aldığı eğitimin, babasının ve içinde yetiştiği çevrenin etkisiyle, şiirlerinde Bektaşî inanç ve ahlâkî anlayışını işlemiştir.
- Şiirlerinde tekke şiirinin genel özellikleri görülen Ali Bâki’nin oğlu Hamdullah Gül de şairdir.
Ali Baki Gül’ün Eserleri
Şiirlerinden Örnekler
Al giyme başına sevdalanmaya Kızarmış yanaklar ala ne mihnet Şeyda bülbül gibi oyalanmaya Hâr içinde biten güle ne mihnet
Gördüm cemalini dağıldı gamlar Aşkın yâresine sürüldü emler Leblerinden kevser şarabı damlar Arının yaptığı bala ne mihnet
Süphanallah dedim baktım yüzüne Beni meftun ettin şirin sözüne Terkettim varlığı düştüm izine Sofunun açtığı yola ne mihnet
Bahçe-i hüsnünde bülbüller öter Güldükçe lebinde goncalar biter Aşkınla bulduğum sermaye yeter Dünyada vefasız mala ne mihnet
Ali Bâki aşkın nârından piştim Sevdalandım zülfün bendine düştüm Vahdet kandilinde nura kavuştum Çamurdan yapılan kula ne mihnet
II
Ey gönül sen bu vefasız dünyadan Cümle muradını alsan ne fayda Bulunsa elinde her bir eşyadan Varlık deryasına dalsan ne fayda
Bin peri peykerle etsen izdivaç Yedi kat göklere eylesen miraç Olmasan âlemde kimseye muhtaç Dünya hazinesin bulsan ne fayda
Ömrün olsa girsen dokuz yüz yaşa Altın olsa sarıldıkça her taşa Aleme hükmetsen ta baştan başa Padişah-ı cihan olsan ne fayda
Bütün kâinata görünsen halim Her bir belâlardan bulunsan salim Yüz dört kitap görsen hem olsan âlim Yedi deniz gibi dolsan ne fayda
Her övünde kaymak yesen bal yesen Altın kemer sırma kuşak şal giysen Seksen gulam yüz cariye beslesen Bin sene oynasan gülsen ne fayda
Dünya mülkün mahluk amelen olsa Çiftliğinde yüz bin motorun dönse Doksan milyon asker emrinde dursa Böyle bir saltanat sürsen ne fayda
Nice sefa sürsen cefa görmesen Gamdan hali olsan yasa girmesen Ali Bâki bir noktayı bilmesen Elli vakit namaz kılsan ne fayda